uydurma — is. 1) Uydurmak işi 2) Gerçek olmayan, gerçekmiş gibi gösterilen haber, asparagas 3) sf. Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra Atatürk ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü uydurma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
satışa gelmek — uydurma bir sebeple ortada bırakılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
BASIM — (Uydurma bir kelimedir) Matbaacılık. Tab etme sanatı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BASIN — Uydurma bir kelime olup matbuat yerine kullanılır. Gazete, mecmua gibi belli zamanlarda çıkan matbuatın hepsi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CA'LÎ — Uydurma, samimi olmayan, sahte, düzme ve taklid … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DÜZEÇ — (Uydurma bir kelimedir.) (Bak: Tesviye âleti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DÜZLEM — (Uydurma bir kelimedir.) (Bak: Müstevi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EKAVİL-İ KÂZİBE — Uydurma ve yalan sözler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ERACİF — Uydurma, yalan sözler. (Bak: Recefe … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HURAFE — Uydurma, bâtıl inanış. Masal. Efsane. Yalan hikâye … Yeni Lügat Türkçe Sözlük